Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi (AUAd), 30 Nisan 2017 tarihinde üçüncü cildinin ikinci sayısını çıkarttı. AUAd bu sayısında da açık ve uzaktan öğrenmede yeni eğilimleri ele alan bir editöre mektup, sekiz makale ve bir kitap tanıtımını okuyucularına sunmaktadır.
Web 2.0 teknolojilerinin gelişimiyle birlikte sosyal ağlar, bireylerin üreten ve aktif rol aldığı platformlara dönüşmüştür. Sosyal ağlar; bireysellik, üretkenlik, iletişim ve etkileşim olanakları çerçevesinde, son yıllarda açık ve uzaktan öğrenme uygulamaları ile de dikkat çekmektedir. Özerklik ve Etkileşimsel Uzaklık, Bağımsız Çalışma, Bağlantıcılık gibi kuramlara dayandırılarak geliştirilen bu uygulamaları başarıya taşıyan önemli etkenlerden biri de güvenli öğrenme ortamları oluşturabilmektir. Bunun için yapılması gereken, bireyleri güvenli sosyal ağ kullanma konusunda bilgilendirmektir. Çok sayıda ve farklı profile sahip bireyin yer aldığı sosyal ağlarda sahte kullanıcılar, hesapların ele geçirilmesi, ortak arkadaşlar özelliği, oltalama, sosyal kötücül yazılımlar, mizanpaj, siber zorbalık ve GPS’ler gibi çok sayıda tehlike ile karşı karşıya kalabilirler. Bu tehlikeli durumlara karşı alınacak önlemlerin bilinmesi, sosyal ağlarda öğrenmeyi daha kolay, keyifli ve başarılı hale getirecektir.
Anahtar Kelimeler: Açık ve uzaktan öğrenme, sosyal ağlar, güvenlik
Bu çalışmada, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi’ne kayıtlı öğrenenlerin 2015-2016 Güz dönemi Beta e-Öğrenme Portalında en sık kullandıkları 10 ders malzemesinin kullanım durumlarını belirlemek ve bu malzemelerin farklı düzeyde kullanımının öğrenenlerin akademik başarılarında oluşturduğu farkı araştırmak amaçlanmıştır. Bu kapsamda, Beta e-Öğrenme Portalı veritabanından 426.211 öğrenene ait kayıt günlükleri analiz edilerek öğrenen-içerik etkileşimleri incelenmiştir. Yapılan analizlerin sonucunda, yüksek düzeyde malzeme kullanan öğrenenlerin daha düşük düzeyde malzeme kullanan öğrenenlerden daha fazla akademik başarı sergilediği görülmüştür. Ek olarak, her bir öğrenme malzemesi için o malzemeyi hiç kullanmayan grubun, 10 malzeme türünün çoğunda da akademik başarısı en düşük grup olması öğrenen-içerik etkileşiminin akademik başarıyı açıklamakta önemli bir değişken olduğunu göstermektedir.
Kaynaştırma/bütünleştirme ve evrensel tasarımın öneminden yola çıkarak başta özel gereksinimi olan bireyler olmak üzere tüm bireylerin bilgiye ulaşımını kolaylaştıran bir ortam hazırlama son zamanlarda giderek önem kazanmaktadır. Teknolojinin eğitim ortamlarına girmesi ile birlikte sınıf ortamlarında yürütülen öğretim süreçleri teknoloji destekli yürütülmeye başlanmıştır. Teknoloji destekli eğitim ortamları öğrenenlerin özellikleri doğrultusunda ilgi ve motivasyon arttırıcı bir öğrenme deneyimi sağlamaktadır. Günümüz dünyasında özel gereksinimi olan bireylere yönelik pek çok farklı beceri, davranış ve kavram öğretiminde teknoloji destekli öğrenme ortamları oluşturulabilir. Özel gereksinimi olan bireyleri, bağımsız yaşama hazırlamada gerekli olan teknolojilerden biri de yardımcı teknolojilerdir. Yardımcı teknolojiler özel gereksinimi olan bireylerin yetersizlik türüne göre görme, işitme, okuma, yazma, sosyal ve iletişim becerilerini desteklemekte ve bağımsız yaşam becerilerini kolaylaştırmaktadır. Bu durum bireylerin hedeflenen bilgileri daha kolay, kalıcı ve hızlı bir şekilde öğrenmelerine olanak tanımaktadır. Bu bağlamda bu çalışma; özel eğitimde yardımcı teknolojilerin kullanımı konusunda bilgi vermekte ve yardımcı teknolojilerin kullanımına yönelik öneriler sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Özel eğitim, evrensel tasarım, teknoloji destekli eğitim, teknoloji destekli eğitim ortamları, yardımcı teknolojiler.
Bu çalışmanın amacı, Muilenburg ve Berge tarafından 2005 tarafından geliştirilen Çevrimiçi Öğrenmede Öğrenci Engelleri Ölçeği’ni Türkçe’ye ve Türk kültürüne uyarlamaktır. Bu amaçla 45 madde ve 8 faktörden (yönetici/öğretici konuları, sosyal etkileşimler, akademik beceriler, teknik beceriler, öğrenci motivasyonu, çalışmalar için zaman ve destek, teknik problemler, internet erişimi ve fiyatları) oluşan 5’li likert tipindeki ölçeğin çevirisi ve geri çevirisi yapıldıktan sonra her iki dili bilen bir grup vasıtasıyla dilsel eşdeğerliğine bakılmış ve ardından ölçek çevrimiçi öğrenme uygulamasına bir dönem boyunca katılmış olan toplam 477 pedagojik formasyon öğrencisine uygulanmıştır. Uygulanan ölçekte sırasıyla faktöriyel geçerlik için açımlayıcı (AFA) ve doğrulayıcı (DFA) faktör analizi, yapı geçerliği için ayırt edici ve yakınsama geçerlik analizleri, ölçüt geçerliliği, iç tutarlılık ve kompozit güvenirlik işlemleri gerçekleştirilmiştir. Çevrimiçi Öğrenmede Öğrenci Engelleri ölçeğinin uyarlanması sonucunda Türkçe ve Türk kültürüne uygun geçerli ve güvenilir bir ölçek elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çevrimiçi Öğrenme, Çevrimiçi Öğrenmede Öğrenci Engelleri, Uyarlama
Dünyada yaklaşık üç asır önce başlayan uzaktan eğitim çalışmaları, Türkiye’de yaklaşık iki asır sonra gündeme gelmiş ve çok kısa süre içerisinde eğitimde ana akımın bir parçası olmuştur. Uzaktan eğitimin bugününü değerlendirmek ve geleceğini görebilmek için geçmişteki gelişim sürecini anlamak önemlidir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı ülkemizde uzaktan eğitimin gelişim sürecinde rol alan önemli olayları belirlemek ve uzaktan eğitimin gelişimini geçmişten günümüze haritalandırmaktır. Bu çalışma bağlamında uzaktan eğitim toplam dört temel dönem içerisinde incelenmiştir. Bunlar; tartışma ve önerilerin yaşandığı birinci dönem, yazışarak uzaktan eğitimin yapıldığı ikinci dönem, görsel-işitsel araçlarla uzaktan eğitimin yapıldığı üçüncü dönem ve son olarak bilişim tabanlı uygulamaların kullanıldığı dördüncü dönem şeklindedir. Bu çalışmada uzaktan eğitimin gelişim sürecinin incelenmesinin yanı sıra eleştirel bir bakış açısıyla da bu dönemler ele alınmıştır. Son olarak uzaktan eğitimde araştırma eğilimlerine yönelik çalışmalar üzerinde durulmuş ve uzaktan eğitimin Türkiye’nin geleceğine yönelik öngörü ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Uzaktan eğitim, uzaktan eğitimin tarihi, açık ve uzaktan öğrenme, açıköğretim, yaşamboyu öğrenme.
21. yüzyılın dünyasında yaşanan teknolojik gelişmeler sonucu bilginin üretimi ve paylaşımı artmakta, bilgi her geçen gün daha da değer kazanmaktadır. Yaşanan bu gelişmeler toplumların sosyal, kültürel, ekonomik temellerini de etkileyerek yeni bir toplumsal yapının oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu yeni toplum anlayışı ‘bilgi toplumu’ olarak adlandırılmaktadır. Bilgi toplumunda bilgi üretiminin ön planda olması, bilgiye ulaşmanın ve bilgiyi paylaşmanın kolaylaşması ve bilginin hızla değişmesi toplumun ihtiyaç duyduğu bireysel niteliklerin değişmesine sebep olmaktadır. Bu niteliklerin kazandırılması sürecinde devreye giren eğitim aktörü de bu değişimden etkilenmekte, eğitimin artık okullarla sınırlı kalamayacağı, bireylerin yaşanan değişimlere uyum sağlayabilmesi için eğitimin hayat boyu devam etmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışmada ‘‘bilgi toplumu’’ kavramı ‘‘değişen eğitim paradigması’’ ve ‘‘hayat boyu öğrenme’’ kavramı incelenmekte, ayrıca yaşam boyu
öğrenme kavramının özel gereksinimli çocuğa sahip aileler açısından önemine değinilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi toplumu, hayat boyu öğrenme, değişen eğitim paradigması, özel gereksinimli çocuğa sahip aileler
Bu araştırmanın amacı, uluslararası öğrencilerin öğrenme deneyimlerinde karşılaştıkları sorunları ve bu sorunları nasıl çözdüklerini keşfederek, bu bağlamda uzaktan eğitim uygulamaları hakkındaki düşünce ve tutumlarını betimlemektir. Araştırmada, fenomenolojik araştırma deseni kullanılmıştır. Katılımcılar ölçüt örnekleme tekniği ile belirlenmiş, yarı- yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde ses kayıt cihazı kullanılmıştır. Verilerin analizi fenomenolojik analiz işlem basamakları kullanılarak yapılmıştır. Bulgular, uluslararası öğrenenlerin deneyimledikleri sorunlar, nasıl çözümledikleri ve uzaktan eğitimin sunabileceği çözüm önerileri olarak 3 tema altında toplanmıştır. Öğrenme deneyimlerine ilişkin sorunlar dil, derslerin yürütülmesi ve destek alanlarında olduğu tespit edilmiş ve betimlenmiştir. Çözüm bulma yöntemleri; kendi kendilerine çalışma, akran desteği ve öğretici desteği olarak bulunmuş ve deneyimler aktarılmıştır. Öğrenme ilgili sorunlarına çözüm olma bağlamında, uzaktan eğitim ile ilgili görüşleri betimlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası öğrenenler, uzaktan eğitim, öğretim gereksinimleri.
Dijitalleşme hem günlük yaşamımızı hem de iş ve eğitim hayatlarımızı, teknoloji-bağımlı bir forma dönüştürmektedir. Bu sürekli dönüşüm içerisinde, kesintisiz olarak gerçekleştirdiğimiz öğrenme deneyimlerinin de dijital dünya ile karşılıklı bir etkileşim halinde olduğu görülmektedir. Toplumsal gelişimin ve kalkınmanın en önemli yapıtaşlarından olan üniversiteler ise bu dönüşüm içerisinde etki yaratması gereken itici bir kuvvet olarak yer almalıdır. Bu çalışma kapsamında, dijital dönüşüm ve Sanayi 4.0’ın sosyal ve eğitsel süreçlere etkisi ele alınarak Üniversite 4.0’a geçiş için döngüsel bir kavramsal harita çizilmiştir. Söz konusu kavramsal harita, Yenilikçi Yönetim ve Liderlik, Hayat Boyu Öğrenme ve Destek Hizmetleri bileşenlerinin; Yatırım Getirisi (ROI), Kalite Güvence ve Akreditasyon ile Fonlama süreçlerinden oluşmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite 4.0, Yüksek Öğretim, Sayısal Dönüşüm, Hayat Boyu Öğrenme
Bu çalışmanın ana amacı hemşirelerin bilgisayar teknolojisine dayalı uzaktan hemşirelik eğitimine ilişkin algılarını belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirmektir. Bu çalışma, uzaktan hemşirelik eğitiminin öğrenme, teknoloji, iletişim-değerlendirme ve yönetim boyutu ile hemşirelerin uzaktan hemşirelik eğitimine yönelik algıları arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için tasarlanmıştır. Araştırma Eskişehir’de çalışan 697 hemşireye uygulanmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen “Uzaktan Hemşirelik Eğitimine İlişkin Algı Ölçeği (UHEİAÖ)” ile toplanmıştır. Veriler, LISREL istatistiksel paket programı kullanılarak Madde Analizi, Açımlayıcı Faktör Analizi ve Doğrulayıcı Faktör Analizi ile analiz edilmiştir. Araştırma bulguları; öğrenme, teknoloji, iletişim-değerlendirme ve yönetimin hemşirelerin uzaktan hemşirelik eğitimine yönelik algılarını doğrudan etkilediğini ve geliştirilen ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğunu ortaya koymaktadır.
McGraw-Hill Eğitim yayınları tarafından 2010 yılında İngiltere'de yayımlanan "Hayat Boyu Öğrenmede Güncel Konular" kitabını Vicky Duckworth ve Jonathan Tummons birlikte yazmıştır. Bir önsöz ve sekiz bölümden oluşan kitap, hayat boyu öğrenme sektöründeki güncel konu ve tartışmaların eleştirel bir analizini okuyucularla buluşturmaktadır. Kitapta tartışılan konular rahat anlaşılır bir formatta sunulmaktadır. Yazarlar günümüzde hayat boyu öğrenme sektörü adına önem teşkil eden kapsayıcı uygulamalar, istihdam gündemi, müfredat ve araştırma temelli öğretim gibi konuları incelemektedir. Kitapta okuyucuların eleştirel ve sorgulayıcı bakış açısına sahip birer uygulayıcıya dönüşmelerine yardımcı olmak için pratik stratejiler ve yansıtıcı görevler bulunmaktadır. Her bölüm başında bulunan öğrenme çıktıları, durum çalışması örnekleri, bölüm sonu özetleri ve faydalı web siteleri kursiyerler, eğitim öğrencileri, sürekli mesleki gelişim programı paydaşları için önem arz etmektedir.